28 Aralık 2013 Cumartesi

Paris Sokak Modası


Vitrinlerin dışında yaşıyan, kendi modasını kendi yaratanların yeridir Paris sokakları. Burda turist bile olsanız hemen moda anlayışınız değişir ve Paris ruhuna bürünürsünüz. Öyle kolay değil Paris’te şık olmak ilk önce size sunulan çizgilerden, renklerden vazgeçeceksiniz . Vitrinlerden uzaklaşıp  kendi modanızı kendiniz yaratacaksınız. Söz konusu size yakışanı giymek değil  renkleri, çizgileri kendinize uyarlamak. Burda  patron sizsiniz ve kimse size ne giyeceğinizi söyleyemez. İkinci el ve vintage mağazaların cenneti olan bu şehirde size ilham verecek bir çok seçenek var.  

Marka tutkunları arabada, moda öncüleri sokakta gezer ve şüphesiz ki markalar ilhamını herzaman sokaktan alır! Modanın kalbinin attığı yere  Paris sokaklarına hoşgeldiniz!

Fotoraflar, www.chicisthenewpunk.com tarafından.

Kim korkar renklerden.
 Paris’in tarihi ve aynı renk binalarının solgunluğu  arasında, 6 numara miyop bile olsanız  bu tarz gözünüzden kaçmazdı! Yaka tamamen ilikli, renkli gömleği diğer tüm parçaların önünde. Hedef yerine ulaşmış görev tamamlanmış bence.




O bi küçük hanfendi.
Bu genç bayan yaşına rağmen vintage ruhunu üstüne çok yakıştırmış. Herşey  sade ve tüm güzelliğiyle ortada. Paris’in Marais mahallesinde bulunan onlarca ikinci el mağazanın içinde sizde belli bir dönem aralığını yansıtan modelleri bulabilirsiniz. Zor olan, bedeninize  göre bulmak. Herbiri tek beden, tek örnek parçalarla şıklığı yakalamak elinizde.



O tam bir “Parisienne”.  *Parisli
Neden mi? Kırmızı ruja dikkat! Çiçek motifli gözlüğü çok iyi bir seçim.




Asi  Beyaz
 Beyaz güzeldir taşıyabilene tabii. Bende sizinle aynı fikirdeyim çok güzel kombine edilip,  beyaza asi bir ruh verilmiş!




Sade  Çarpıcı
Maskülen tarzının ve duruşunun arkasındaki feminenliği kırmızı broşunda görüyorum. Makyajsız bir surat ve özensiz saçlar tipik parisli imajidir. Paris’te ironik olarak bu tarz bayanların,  zevkli  kıyafet seçimleri, sıkça karşılaştığım bir durum. Bunun nedenini, ‘tarzlarını ve  kişiliklerini ön plana koyma’ isteğine bağlıyorum.




İyi  Cesaret
Deri bir eteğin altına yırtık eski bir Converse giymeye cesaret edebiliyorsanız modaya yön vermeye hazırsınız demektir. Üstüne giydiği erkek kesim gömlek, deri kısa kesim eteğin feminenliğiyle hiç bağdaşmıyor. Ama hepsi beraber ilham verici!





Yaratıcı Burjuva
 Yeleğindeki broşları sokak brocantlarında bulmanız mümkün. Normalde broş tarzı aksesuarların tek takılmasi önerilir ama burası Paris burda limit yok! Herbir parçanın  kendi içinde ayrı bir  iddiası var. Bu kadar iddialı parçayı uyum içinde sergiliyebilmek için gerçek bir moda zekasına sahip olmak lazım. Burjuva havası arkasındaki yaratıcılığı görebiliyorum.




Coco Sokakta
‘Tommy Hilfiger’ ve ‘Ddsquared’ gibi markalar bu sene bayan modellerinde takım elbise  ve şapka kombinasyonunu kullandılar.  Sokakta da  durum aynı.  Kadınlar bu sene üstlerinde maskülen çizgiler taşıdı. Coco Chanel’in kadına ilk kez pantalon giydirme cesaretinden sonra kadınlar  moda da sınır tanımaz oldu.




25 Aralık 2013 Çarşamba

Paris’te Alışveriş Keyfi



Paris, alışveriş denince ilk akla gelen şehirlerin arasındadır, nedeni sadece “haute couture” ün öncüsü önemli büyük markaların doğduğu yer olmasından değil, şehrin özgür  ruhunun, moda dünyasına verdiği ilhamdan da kaynaklanır. Peki nedir bu “özgür ruh”? Tabi ki şehrin limit tanımaz sokak modası!

 Paris’in yılda 50 milyon turiste ev sahipliği yapıyor olması, her kültürün kendine has moda zevklerinin Paris sokaklarında birleşmesine neden oluyor.  Sokakta özgürüz vitrinler bizi yönlendirmiyor dolayısıyla butiklerin ve mağazaların ilgimizi çekebilmesi için daha yaratıcı olması lazım.  Aslında hepsinden de öte Paris’in bozulmamış mimari güzelligi, insanlar üzerinde büyük bir etki yaratmaktadır, şehrin şıklığıyla rekabet halinde olmak tam bir parisli alışkanlığıdır.


İkinci El ve Vintage Mağazalar Diyarı

Newyork, Londra, Tokyo ve Paris, sokak modasının kalbinin attığı şehirler. Bu şehirlerin hepsinin ortak noktası ikinci el ve vintage mağazacılığında diğer şehirlere göre daha iyi organize olmuş ve popülerliğini hiç yitirmemiş olmasıdır.

Paris’e avrupanın dört bir yerinden, sırf bu mağazalardan alışveriş yapabilmek için  turist yağmaktadır. Hatta bazen bu mağazaların popülerliği Eyfel kulesinin bile bir adım önüne geçer. Peki biz bu mağazaları nerede bulabiliriz? İkinci el ve vintage mağazacılık denince akla *Marais (Mare) bölgesinden başka bir yer gelmez daha Marais’ye girer girmez diğer bölgelere göre kıyafet tarzının değişimini hemen farkedersiniz.

 "sokak modası fotorafları; www.chicisthenewpunk.com"




 Bu tip giyim, ikinci el ve vintage mağaza alışverişi kültürü olan kişilerin edindikleri bir tarzdır. Vitrin ve marka  giyim tarzı anlayışından son derece uzaktır çünkü, parçalar özenle araştırılmış, çeşitli vintage mağazalardan toplanmış ve kombine edilmiştir. Bu biraz zaman ve tecrübe gerektiren bir iştir.



İşin en güzel tarafı burda ne giyerseniz giyin bizim kültürümüzün tam aksine kimsenin sizi eleştirmiycek olması. İşte özgür ruhtan kastım tam olarakta buydu. Herkes kendisinin modacısı. Sizde kimsenin üzerinde görmek istemediğiniz parçalar satın almak istiyorsanız Marais bölgesi sizin adresiniz. Burayı sadece ikinci el ve vintage mağazacılıkla kısıtlamak yanlış olur ayrıca butik mağazacılığın ,takı ve şapka tasarımcılarının da bulunduğu popüler bir bölgedir.


Champs Elysees Zerafeti




Paris’e gelipte * Champs Elysees’de (Şanzelize) alışveriş keyfi yapmadan gidemezsiniz. Burası Paris ziyaretiniz en şık bölümü. Hemen bir yan sokağında bulunan *Avenue Montaigne (avenü monteyn)  ise Gucci,Chanel,Prada,Armani gibi markaların  bulunduğu Paris sosyetesiniz göz bebeği bir caddedir. Paris’lilerin sade ve şık giyim tarzı bu caddeden geçer.


Galeri Lafayette’te Yeni Yıl Ruhu.



Yazımı Galeri Lafayette’i de eklemeden bitiremezdim, aslında alışveriş konusunu sayfalarca yazsam yinede bitiremem ama işin zevki okumasında değil bizzat gelip yaşamasın da ve size alışveriş zevkini doyasıya yaşatacak adreslerden biri de “Galeri Lafayette”.

 O görkemli tavanın altında ve parfüm kokuları eşliğinde ki alışverişin keyfi bir başka. Burası,parfüm, aksesuar, giyim, fransız şaraplari,peynirleri ve makaronları gibi herşeyi bir arada bulabileceğiniz ve yaptığınız alışveriş listesinin baya dışına çıkacağınız bir yer.

Çocukların ilgisini çeken hareketli  vitrinleri ve merkezinde bulunan büyük Noel ağacıyla Galeri Lafayette  yeni yıl ruhuna bürünmüş bir vaziyette sizi bekliyor.
Yeni yılda Paris’i ziyaret edeceklere tavsiyem,  gün boyu gezi ve alışveriş ritminden yorgun düşüpte, gece kendini gösteren Noel aydınlatmalarını kaçırmayın. Gücünüzü toplayın ve sokağa çıkın kesinlikle pişman olmayacaksınız.




19 Aralık 2013 Perşembe

Senenin Son Vintage Rüzgarı




Paris’te geçtiğimiz ay vintage tutkunları için hareketli bir aydı. Senede sadece iki kez düzenlenen « Salon du Vintage », bu sene  mart ayından sonra 2. si gerçekleşen, yani senenin son salonu, geçtiğimiz ay misafirlerini ağırladı.  Mart ayına göre çok daha güzel geçti çünkü bu seferki mekan daha geniş ve vintage ruhuna hitap eden bir atmosfer içindeydi. Ahh bunu yazarken bile bir sonraki vintage salonunu özlemle beklediğimi farkettim.

Yer : Cité de la Mode et du Design *Salon du Vintage 2013

Fransa’da bulunan vintage tasarımcılarının, ikinci el mağazaların, genç modacıların senede 2 kez toplandığı bir yer . Hepsi bir arada düşünebiliyormusunuz? 3500 m² de büyük bir alışveriş keyfi. Eğer gerçek bir vintage tutkunuysanız ve bu konuda bilgi birikiminiz varsa işte burası sizin cennetiniz. Bu cennete giriş 5 euro. Sudan ucuz insanın dört beş defa girip çıkası geliyor:)

Benim favorim gözlüklerdi, tam bir gözlük tutkunuyum. Burda her döneme ait gözlükleri bulmak mümkün. Özellikle de büyük markaların eski tasarım gözlükleri çok revaçta.



Genç tasarımcılar demiştim onları unutmadım bence en önemlileri de onlardı. Çoğu internet üzerinde satış yapıyor şimdilik tabi bana göre hepsi gelecek vaad ediyor. Onların da pek yakında Paris butiklerini ziyaret edeceğime eminim.
Kolye tasarımlarımcıları ise bu ay bombayı patlattılar, bence en başarılıları onlardı. Aksesuarsız bir kombinasyon düşünülemez. Ne kadar şık olursanız olun sizi tamamlıyacak karekterinizi anlatıcak küçük bir dokunuşa ihtiyacınız var. Takı tasarımlarında fransız dokunuşunun farkı ortada.

 Bijoux Retro&Poétiques www.lesindiscretes.com

Ayakkabı reyonlarını gezerken bende her bayan gibi bayılma tehlikesi yaşadım. Heyecandan tabiki, merak etmeyin bir bardak su içip hemen kendime geldim. Fiyatlar biraz yüksekti ama değerdi. Aralarında seçim yapmak mümkün değil hergün bir çiftiyle Paris sokaklarında, küçük bir topuk tıkırtısı eşliğinde dolaşmak istiyorum. Belki elimde de küçük bir şemsiye! Evet o anda tam düşündüklerim bunlardı. Hislerimden hiç bişey kaybetmedim.



Küçük ayakları da unutmamışlar, ne yani vintage tarzı sadece yetişkinleremi ait sanıyorsunuz. Bu ne bencilliktir yahu. Ayakkabı tasarımcıları tam da ikinci el tutkunlarını mutlu edicek bir yöntem geliştirmişler  ayakkabılardan arta kalan parçalarla çocuklara da tasarım modeller üretiyorlar. İkinci el tutkunlarının bu olaya sevinmesinin nedenini açıklıyım da konu havada kalmasın. İkinci el,  sadece bir giyim tarzı değildir yani belli bir döneme ait parçaları bulup şıklığımızı tamamlıyoruz orası kesinde asıl olay eski kıyafetlerin tekrar 2. 3. kişiler tarafından kullanılıp değerlendirilmesi. Bir çesit geridönüşüm ve ya çevreye saygı diyelim.

Audrey Fallope www.audreyfallop.com


Bunlar geri dönüşüm ayakkabılarıydı, bir de sadece çocuklar için vintage ayakkabı üretenler var ve onlar farkını, kalitesini hissettiren cinsten.
Bu reyonda kendimden geçip aklımı yitirmiş olmalıyım ki, koca ayak bir çocuk edasıyla bunların 38 yokmu diye sormuşum.


Chupeta www.chupeta.fr


Vintage bir salondan bahsedipte plak tutkunlarını unutmak olmazdı. Bu kadar hain olamam onlara karşı! Benim hiç plak alıp ta dinlemişliğim yok, plak çalarımın olmamasından kaynaklanıyor bu küskünlük heralde ama yinede plakları seviyorum tasarımları açısından oldukça şık geliyorlar bana. Benim gibi insanlar çok olsa gerek ki bozulmuş plakları değerlendirip çeşitli tasarımlar yapmışlar. Resim çerçevesi ve ya zarflık olarak kullanabilirsiniz. Geçen seferki salonda da kül tablaları ve lamba tasarımlarını görmüştüm onlarda çok şıktı.


Vintage Ako


Bir lamba tasarımcısı düşünün bana açıkça tasarımıyla Amerikan usulü parmak gösterdi ve ben onu yinede çektim! Alırmıydım o aydınlatmayı ? Alırdım. Kim için ? İstenmiyen misafirler için tabiki ;)

Richard Phalippon *Dakitch www.dakitch.com


Süprizi sona sakladım ta taa karşınızda Yves Saint Laurent Couture.  Didier Ludot tarafından tasarlanmış eşsiz parçalar. Arada bu hoş süprizle karşılaşmak hoşuma gitti.

Didier Ludot


Hazır bu ay vintage salonuna değinmişken çok önemli diğer bir salondan da bahsetmek istiyorum. Bu seferki ayda iki kez düzenleniyor yani yakalama ve denk getirme şansınız daha yüksek. İki haftada bir ama sadece pazarları düzenleniyor küçük bir salondur ama çok eğlencelidir alışverişinizi yaparken swing dansçılarını izleyebilir, biranızı içebilir, hatta saçınızı bile kestirebilirsiniz. Bir zamanlar “tam tedbir Cevat Kelle” diye bir kameraman karekteri vardı bu tanımlamam birden onu anımsattı. Yani bu salon, aynı anda bir çok şeyi bulabileceğiniz bir yer.


Vide Grenier *Retro & Vintage 11 Cour Debille 75011


Size burda saçınızı bile kestirebilirsiniz dediğimde abartmıyordum bakınız resim burda. Fakat sadece 50’ler ve 90’lar arası modellere mahsus öyle Justin Bieber modeli kestiremezsiniz üzgünüm. Zaten istemiyorsunuz da!



Burasının havası tam bir Paris sokak *brocantları gibidir (Hani herkesin, evinde kullanmadığı eski eşyalarını getirdiği, genellikle yaşlı teyzelerin evinden çıkan ve bize küçüklüğümüzü anımsatan parçaların bulunduğu). Koleksiyoncuları için mutlaka gelinmesi gereken bir adres. Ben koleksiyoncu değilim burda benim ilgimi çekenler yine o aynı teyzelerden çıkan olağanüstü eski broşlar.






Vintage popüleritesi günden güne artıyor. Eski ürünler değerlenmeye başladı. Vintage salonlarına da, brocantlara da ilgi arttı. Vintage modasına kapılıp sarhoş olanların ateşi bir gün sönecektir o kesin ama esas vintage tutkunları uzun yıllardır süre gelen bu geleneği bozmayıp bu salonlara eşlik etmeye devam edicekler.  Avrupanın bir çok yerinde vintage mağazaları bulmanız mümkün hepsi iyi organize olmuş enteresan yerler özellikle Londra, Paris’le tam bir rekabet halinde. Ama benim için  vintagein kalbi herzaman Paris’te atıcak! Benim kalbim de!

20 Kasım 2013 Çarşamba

Mirror Kasım Sayısı Çıktı Dostlar !!!!


Bu ay da yeni adresler verdim. Bu gidişle Marais bölgesinin muhtarlığına adaylığımı koyucam  en sonunda çünkü bu ay da yine "Marais" deydik. Anlat anlat bitmez Paris'in içinde ayrı bir cumhuriyet! İçine yazarken ağzımı sulandıran pastalar ve eklerler de koydum. Düşünüyorum da galiba reklamı en çok kendime yapıyorum nedeni, adresi verdikten sonra ilk önce benim koşup gitmem tutamıyorum kendimi yahu biri beni durdursun !

Veee Aurelien'le birlikte hazırladığımız Paris Sokak Modası taa taaa!! Paris sokakları kışa yenilmedi hala şıklık yarışı içindeler!!


Dergiyi okumak için tıklamanız yeterli inanın çok yorucu değil ! ;) 





28 Ekim 2013 Pazartesi

Mirror'dayız Dostum !!



MIRROR TÜRKİYE MAGAZİN VE CEMİYET DERGİSİ



Ekim 2013 tarihinden beri "Dostum Paris"  Mirror Türkiye dergisinde aylık olarak yayınlanmakta. Vayyy demek büyüdükte dergilere de çıktık amanda aman diye kendimi sevesim geldi :) Önemli olan daha fazla kitleye ulaşabilmekti umarım öyle de olucak. "Yediğin içtiğin senin olsun bana gördüklerini anlat" derler ya, heh işte bu öyle değil bu köşede herşey var!



Ayrıca Paris Sokak modasınıda "Modalı Yorum" bölümünde benim gözümden takip edebilirsiniz. Ah şu modadaki "French Touche" yokmu bayılıyorum. Fotoraflar; Aurélien Orl Violet "Chic Is The New Punk" yorumlar bendeniz tarafından. Müthiş bir ekip çalışması :)

Beni takip edin çok ciddiyim ! :) Tipimden de anlaşıldığı gibi baya ciddiyim yani bu riski göze almayın bence !  İyi okumalar.... Yazının sonuna da bir "muxx" koyasım geldi ama yapmıycam hayır !


26 Eylül 2013 Perşembe

Rap Paris’in DOĞUŞ’un da!



Rap hayatımıza Almanya’da yaşayan Türk gençlerinin,  yani bildiğimiz usülle söylemek gerekirse “Alamancıların” sayesinde girdi. En azından benim hayatıma öyle girdi. Cartel’le başladık “ Cartel bir numara en büyük” dimi  benim jenerasyonum ezbere bilir sözlerini.  Zencilerin bu isyankar müzik tarzı, bi tek Eminem’i ele geçirdi sanmayın bir beyaz olarak. Biz türkler çoktan isyanımızı bu hızlı ritimle dile getirmeye başlamıştık. Tabii son dönemlerde eski popülerliğini yitirdi ama iyi yapılan müzik herzaman gündemini korur. 

O Bir Doğuş Can Uyanıker !


24 yaşında genç bir rapçı Doğuş. 11 yaşında geldiği Paris’te 2010 yılından beri Rap müziğiyle uğraşıyor. Şimdiye kadar Youtube üzerinde yayınlanan 3 albümü var.  Sahne adı “Dog Reys”.  İlgimi çekti tabi hemen sordum, “Fransa’da yaşıyorsun, türkçe müzik yapıyorsun ve kendine ingilizce bi isimmi seçtin?” diye. Tamam hemen lafımı geri aldım meğer nedeni varmış, benim gibi hah işte bi açığını yakaladım diye sevinenlere kapak olsun ;) Nedeni, fransız arkadaşlarının, bir türlü Doğuş’a dönmeyen dillerinin, deformasyonu sonucu orataya çıkan “Dog” kelimesi. Herkes  “Dog” diye sesleniyormuş. Ehh tamam “köpek” demek bizde biliyoruz ama ne önemi var ki “Pitbull” da bir köpek cinsi ama milyon dolarlar kazanınca bunun pek önemi olmuyor. “Reys” te “Reis” in başkalaşmış hali. Bu kadar değişim ve başkalaşım sonucu ortaya “Dog Reys” çıkıyor.  Oh en sonunda ya bi ara hiç çıkmıycak sabaha kadar açıklama yapmak zorunda kalıcam sandım kendimi. Neyse kendisiyle küçük bir röportaj ayarladım çünkü ben, yurt dışında Türk rapçısı diyince bir Almanya’yı bilirim Paris’i kırk yıl düşünsem aklıma gelmez.

Dog Reys’ten Dobra’ya bir Doğuş hikayesi.


  • ·      Soruyorum,(Bakın bakın ilk soruya bakın kimsenin aklına gelmez valla) Ee Doğuş işler nasıl gidiyor? ;)  Albümlerine ilgi nasıl? Nasıl tepkiler alıyorsun?


-İlk başladığım dönemlere göre her sene daha çok tanınıyorum. Yaptığım işin kaliteside artıyor. Daha çok dinleniyorum. Yaptığım şarkıları mutlaka kliplendirmeye çalışıyorum. Ama bu işte yalnızım bunun zorlukları oluyor. Şarkı sözlerimi  ben yazıyorum, müzik, düzenleme hepsi bana ait. Kariyerim için herzaman devam edicem. ( yani Dog Reys sadece ama sadece bir Doğuş Can Uyanıker kuruluşudur).  .

  • ·         Rap isyankan bir müzik türü. Hep bi karşıtlık, hep bir isyan var. Nerden geldi sana bu kadar duygu birikimi de bu işe gönül verdin?


-Paris’e 11 yaşında geldim dolayısıyla yaşadığım zorluklar, duygular içimde birikti Rap benim için bu duyguları dışa vuruş yöntemim.

Doğuş’un yaşına göre çok ciddi bir duruşu bir olgunluğu var. İçinde sakladığı duyguların yoğunluğunu ve ağırlığını anlamak için insan sarrafı olmaya gerek yok aslında. Müziğe yönelmesini bir çeşit terapi gibi görebiliriz. İyi ki sesi bu müziğe  uygun ve kulağa çok hoş geliyor. Ya sesi berbat olsaydı ve inatla “hayır ben duygularımı illa müzikle dile getiricem!” deseydi? Eh işte ozaman çok hoş olmaya bilirdi haliyle;) ikinci bir Ajdar trajedisini ne Türkiye kaldırır ne de ParisJ

  • ·         Kariyerinle ilgili  öngörün ne?

-Tabii ilk olarak albümlerimi  satışa sunmak istiyorum. Müziği bırakmayı hiç düşünmuyorum. Daha yaşım genç önümde uzun bir zaman var, bu zaman içinde kariyerim için en uygun adımları atıcam.  Şuan  Leo Seviyor’la beraber ortak bir grup kuruyoruz (Leo Seviyor’la daha önce röportaj yapmıştım bloğumda okuyabilirsiniz, kısaca bahsetmem gerekirse kendisi fransız bir jazz şarkıcısı  ama türkçeye gönül vermiş ve türkçe müzikler de yapıyor). Grubun adı, « Dobra ».  Leo’yla birlikte iki şarkı seslendirdik biri  « Dobra » diğeri « Güzelim ».  Henüz tanıtımı yapılmadı ama yakında klibimizle birlikte geliyoruz.

Leo Seviyor'la birlikte sahnede!



O yehh bizde bekliyoruz tabii ! yani siz demeliydim ben dinledim çünkü ;) böle de avantajları var bu işin hava atmak gibi olmasın. Benim favorim « Güzelim ».  Güzel olan herşeyi hep sevmişimdir zaten!

*İlk Dobra konseri 28 Ekim’de Paris’te Le Rocks’ta gerçekleşicek. Ben orda olucam o kesin. Yolunuz düşerse sizide bekliyoruz.









24 Eylül 2013 Salı

Masaj Molası !


Pek sevgili turist kardeşlerim sizlere sesleniyorum! Gezmekten yoruldunuzmu! Artık adım atacak dermanınız kalmadımı! Ayaklarınıza kara sularmı indi! Dert etmeyin! Paris'in hemen hemen her turistik bölgesinde rahatlıkla rastlıyabileceğiniz bir grup masaj sever dostumuz sizi sevgiyle kucaklıycak ve sizi bir güzel ovalıyacaktır. Hiç şüpheniz olmasın !

Vapur satıcısı üslubuyla  reklamı iyi yaptık şimdi işi doğrulayalım. Burası Paris ve bu insanlar gönüllü olarak masaj yapan bir grup, yani gönüllü dediysem faturalandıracakları ödeme almıyolar fakat bahşiş serbest artık gönlünüzden ne koparsa. Bu servisten başta turistler olmak üzere herkes memnun hiç çekinmeden 10dk masajın keyfine varabilir, alışverişten veya gezmekten yorulmuş vucudunuzu dinlendirebilirsiniz. Fikir şahane üstelik talebide çok fazla.


Türkiye'de böyle bir uygulama olsaydı tutarmıydı diye düşünüyorum. Sokak ortasında kendimizi ovdurmaya cesaret edebilecek özgüvenimiz varmı? Evde var onu biliyoruz hani hep hanımlara teklif edilen,  " hanım ayaklarımı bi ovsana" ya da "şu omuzlarımı azıcık sık ya" gibisinden. Hep burun kırın eden biz hanımlar bakın piyasa genişledi artık rakiplerimiz var. Ben bu işten feragat etmeye hazırım işi profesyonellere bırakıyorum hatta kendimi de ! Off yorulmuşum bende yazmaktan bi masaj hakkettim gibi geldi sanki ;)






17 Ağustos 2013 Cumartesi

Saçlar Firarda


« Moda hızla ilerliyen  bir tren her reyonu ayrı bir alan. Herkes bir alanıyla ilgilenir kıyafet, makyaj, ve ya saç. Bu trene binenler her zaman aynı istikrarı gösteremeyebilir,  bazıları bu hıza yetişemez iner, bazıları ise yola devam eder. Eğer bu alanda yola devam etmek istiyorsanız  kendinizi geliştirmeniz, modadan uzaklaşmamanız, bir an bile olsa bu trenden inmemeniz lazım » 
Bu giriş cümlesini ben yapmak isterdim ama bu sözler Claudio Duarte’ye ait. Kim mi o?



Hani herkesin zayıf bir noktası vardır ya benimkisi saçlarım. Onların dokunulmazlığı var, öyle herkese de emanet edemem. Paris’te birkaç denemeden, bir kaç hüsranlı sonuçtan sonra kendimi Claudio’nun güvenli ellerine bıraktım. Saçlarım Claudio ile yaşam buldu.  Kendisi Paris’in en ünlü kuaförlerinden birinde “consultant »(nedir bu 'consultant' dedikleri? kuaförün bir üst modeli yani yüz şeklinize göre sınırsız fikirleri olan kişi:) ) olarak çalışıyor.
 Claudio mesleğini anlatırken yukardaki tasviri kullanmıştı. İşte Claudio’nun başarısı burdan geliyor. O moda treninden hiç ayrılmayıp yola devam edenlerden.
Bende bencil olmak, bu senenin trendlerini kendime saklamak istemedim.  Sizin için Claudio ile görüştüm ve bir iki tüyo aldım.
Maalesef bayanlar saçlarımızı yeterince nemlendirmiyoruz sadece boyamak ve şekillendirmek yetmiyor. Sağlıklı ve canlı bir görünüm için nemlendirici maskeler kullanmak sart.

Bu senenin en gözde saç modelleri neler?
Geçen seneden beri devam eden kahkül modası bu senede popülerliğini koruyor. Küt kesim saç modelleri revaçta. Bazı bayanlar saçlarını kestirmeye cesaret edemediği için takma kahküller kullanıyor. Saçları seyrek veya aşırı yıpranmış bayanlar da bu takma kahküllerle saçlarına volum ve canlılık kazandırıyorlar. Düz ortadan ayrılmıs uzun saç modelleride revaçta. ( yaşasın işte o benim:))
Vintage kıyafet modasının saçlar üzerindeki etkiside hızla devam etmekte Paris sokaklarında 60’lardan 70’lerden fırlamış saç modelleriyle sıkça karşılaşmak mümkün.
Peki saç aksesuarları?
Bu sene saç aksesuarları çok iddialı taşlı ve parlak takılar kullanılıyor. Çiçekli taçlar da çok moda. Büyük ve gösterişli aksesuarları bayanlar hiç çekinmeden takabilirler. Saçlarda sıradışılık serbest.
Son olarak soruyorum, saçlarımızda  yaptığımız en büyük hata ne?
Saçlarımıza yüzümüze gösterdiğimiz hassasiyeti göstermiyoruz. Hergün nasıl yüzümüzü nemlendiriyorsak, özenle bakıyorsak saçlarımızında aynı ilgiye ihtiyacı var. İyi ve bakımlı bir saç çoğu zaman makyajın ve kıyafetin önüne geçer.

Bu senenin populer modellerinden bir kaç tanesi. Model ben ben yaptım moda oldu olmasın Claudio'nun dediklerine bağlı kaldım yani !!! :)



Google'dan bulduğum fakat Paris sokaklarında sıklıkla gördüğüm Vintage saç modelleri.Özellikle Marais mahallesinde gezerken her 10 kişiden biri bu model diyebilirim. Seviyorum sizi!!