29 Ocak 2014 Çarşamba

Paris'te Şeker Tadında Bir Türk Butiği



Paris'te Tatlı Bir Alışveriş Keyfi 
"Sucrées" 



Paris'in Marais bölgesindeyseniz iki nedenle buraya gelmiş olmalısınız ya ikinci el ve vintage mağaza düşkünüsünüz yada "Parisli" şıklığına sahip olmak istiyorsunuz. Biz ikinci seçeneği seçtik " çok şık olmak istiyoruz tabiki Parisli dokunuşuyla" . Marais bölgesi için modanın kalbinin attğı yer diyebiliriz, dolayısıyla  mağazalar birbirleriyle şıklık yarışı içindeler. Sadece mağazalara yüklememek lazım bu rekabeti, sokaklar da tam bir moda geçiti. Marais'ye öyle alellade gidemezsiniz çünkü bütün gözler üstünüzde olacaktır kendinize bir çeki düzen vermelisiniz, artık sizde bu rekabetin bir parçasısınız. 

Peki ben ne yaptım? Bu kadar şık bir mahallede kendini Parisien* (parisli) şıklığına büründürmüş gizli bir hazine buldum. Gizli yanı sahibinin Türk olması shttt tamamen aramızda kimseye söylemeyin:) Ben de bir okurumun sayesinde bu butiğin Türk işletmecilere sahip olduğunu öğrendim. Sonra bu bilgiyi dünyaya haykırmak  istedim (biraz abartmış olabilirim:) çünkü Marais bölgesinde bir Türk butiği gerçekten gurur verici bir durum. "Sucrées", hem zevkli iç dekoru hemde hepsi ayrı ayrı özenle seçilmiş kıyafet ve aksesuarlarıyla  benim kalbimi fethetti eminim sizinkinide edicektir... 





Özellikle de aksesuarları Parisli şıklığınızı tamamlıyacak orjinallikteydi. Çantalar bu senin modasına uygun bir şekilde küçük ve çarpıcıydı.





Paris alışverişiniz sırasında mutlaka uğramanız gereken bir adres "Sucrées" . Fiyatları ürünlerin kalitesine göre çok uygun. Özellikle de aksesurları çok iddiali. Sizi bu mağazayı keşfetmeye davet ediyorum kültürümüzdendir daveti geri çevirmek olmaz:) Şimdiden hepinize iyi alışverişler...


Banu Hanıma bize kapılarını açtığı için çok teşekkür ediyorum. 

Model: Eliz Canbolat







24 Ocak 2014 Cuma

En Etkileyici Parfümler

Özgür, duru, romantik, baştan çıkarıcı… Tarzınız ne olursa olsun kısa bir araştırmayla hayalini kurduğunuz parfüme ulaşmanız an meselesi. Parfüm seçiminde notaların tene uyumu ve uyandırdığı duygular kadar şişe tasarımının etkileyici olması da önemli. Parfümünüz bir bütün olarak sizi yansıtmalı. Bu amaçla sizler için en etkileyici parfüm şişelerini derledik.

Guerlain La Petite Robe Noire

Guerlain La Petite Robe Noire, küçük siyah elbisenin fenomen hikayesiyle romantik aynı zamanda yaramaz ve baştan çıkarıcı kadınlara sesleniyor.


Bu ürünü incelemek için tıklayın.

Paco Rabanne Invictus

Sizi erkeklerin yeni güçlü dünyasına çağıran Paco Rabanne Invictus’un tasarımı da kendisi gibi yenilmez!


Bu ürünü incelemek için tıklayın.

Marc Jacobs Daisy

Zamanında yaratıcı tasarımıyla FIFI ödüllerini de kazanan Marc Jacobs Daisy, senelere meydan okuyor ve orijinalliğini koruyor. Şişe tasarımı parfümün adı gibi papatya şeklinde ve çok renkli! Enerjik ve cesur kadınların seçimi Marc Jacobs Daisy, meyveli notalarıyla bağımlılık yaratıyor.


Bu ürünü incelemek için tıklayın.

Roberto Cavalli Just Cavalli

Piton, cam ve metalin birleşimiyle hayat bulan tasarım, Cavalli erkeğinin baştan çıkarıcı karakterini ve tutkusunu yansıtıyor.

Bu ürünü incelemek için tıklayın.

Flower in the Air

Flower in the Air, şişe tasarımında her detayın ne kadar önemli olduğunu gösteren bir diğer parfüm. Çiçeklerin özgürlüğünden esinlenen tasarım, kırmızının enerjisinden yararlanıyor ve kısalığıyla Flower by Kenzo ile arasındaki bağı vurguluyor.


Bu ürünü incelemek için tıklayın.

Lolita Lempicka Feminine

Lolita Lempicka Feminine, elma şeklindeki tasarımı ve mor rengiyle masallar kadar tutkulu!


Bu ürünü incelemek için tıklayın.

İçlerinden hiçbiri size göre değil mi? Ya da parfümünüzü değiştirmek mi istemiyorsunuz Hepsiburada’da 99,90 TL’den başlayan fiyatlarla alabileceğiniz yüzlerce parfüm modelini inceleyebilirsiniz veya kendi parfümünüzün Hepsiburada.com’daki fiyatına göz atabilirsiniz. Hepsiburada.com’daki parfümler için tıklayın. :)

Bir boomads advertorial içeriğidir.

23 Ocak 2014 Perşembe

Paris’te Ucuza Şık Olmak Mümkün!


Bayanlara hiç ‘güzel giyinmeyi seviyormusunuz?’ diye sorulamazsa, ‘peki ucuza şık görünmeyi istermisiniz?’ diye de bir  soru sorulmaz.  Cevap çok açık ve nettir. Evet istiyoruz, hemde çok! Devir ekonomi devri, tüketim çılgınlığına son vermeliyiz ama asla şıklığımızdan ödün vermeden…

Peki nasıl?

2.el ve vintage mağazacılığın en önemli şehirlerinden biri olan Paris’te ucuza şık giyinmek mümkün. Eğer hiç ikinci el alışveriş kültürünüz yoksa bu, ilk etapta hemen adapte olamayacağınız bir alışveriş sistemidir. Hatta en baştan kendinizi tanımanız, stilinizi tekrar yaratmanız bile gerekebilir. Ama hiç önemli değil, ekonomi yapmak için asla geç kalmadınız.

Şık olabilmek ve stilinizi oluşturmak için ilk başta dikkate almanız gereken unsur, vucudunuzu çok iyi tanımak  daha sonra da stilinizi formunuza göre uyarlamak . Tabi işin en sancılı tarafı bir stil edinebilmek. Bakıcak olursanız sadece tarzınızı oturtmanız bile ekonominize yardımcı olacaktır cünkü, artık ne almanız ve ne « almamanız » gerektiğini biliyorsunuz demektir.  Bütçeniz stilinizi ortaya koymaya yetmiyorsa ozaman alternatif bir yola başvurmanız gerekiyor, Parisliler içinse bu yol çok basit tabiki ikinci el mağazalar!

Fransızların genel tutumlu tavırları yüzünden bu mağazalar büyük markaların en büyük rakipleri konumundalar.


Ben tam bir ikici el tutkunuyum ilk başlarda ekonomi yapmak için başvurduğum bu yol şimdi hayat tarzım hatta mesleğim oldu.
Bloğumda bulunan « 2.el ve vintage mağazalar » sayfasından bu dükkanlar hakkında bilgi edinebilirsiniz.  Alışveriş rehberliği içinse bana ‘dostumparis@gmail.com’dan ulaşabilirsiniz.

Ben size bu yazımda daha çok kıyafetleri göstermek ve fiyatlarıyla sizi şaşırtmak istiyorum. Evet evet bunu çok istiyorum:) Başlıyoruz ozaman...



Gömlek:1Euro
Ceket: 1Euro
Broş: 5 euro
İkinci el mağazalarında sezonu oluyor yeni sezon ürün gelince ellerindekileri çıkarmak için hepsini 1 Euro'dan satışa sunuyorlar. Bu kombinde böyle bir fırsattan yararlanılarak hazırlanmıştır. Broş ise 2 haftada bir düzenlenen özel bir brocante'dan alınmıştır.



Gömlek: 1 Euro
Ceket: 1 Euro
İnci kolye: 5 Euro
Broş ikinci el değil sizde sevdiğiniz parçaları ikinci el kıyafetlerinizle birleştirip zengin bir görüntü elde edebilirsiniz.



Gömlek: 5 Euro
Hırka: 5 Euro
Paris'in Marais bölgesinde birbirinden ilginç, iyi organize edilmiş mağazalarından, hiç yıpranmamış ikinci el ürünler bulmanız mümkün. Kolye ise uzun zamandır kullanmadığım ama kombine çok yakıştığını düşündüğüm bir aksesuarım.





Bluz: 10 Euro
Yüksek bel bol pantalon: 5 Euro



Gömlek: 15 Euro
Kemer: 10 Euro
Her ikiside özel bir brocante satışından alındı bu tip satışları sadece internet üzerinden takip edebiliyorsunuz. Aralarından çok iyi parçalar çıkıyor. Zengin Fransızların ikinci ellerini giymekten çekinmeyenmeyenlerdenim:)



Gömlek: 10 Euro
Broş aslında saç tokası ama ben broşa çevirdim. Sizde bu tür değişimler yaparak elinizdeki aksesuarları değerlendirebilirsiniz.



Elbise: 10 Euro
Aslında tamamen kapalı bir elbiseydi dikişim olduğu için dekolte açıp gece elbisesi formuna soktum. Sizinde elinizden dikiş geliyorsa alacağınız 2.el ürünlerde değişimler yapabilir, daha şık bir görüntü elde edebilirsiniz.



Kot "Levis 501": 39 Euro
Kazak: 10 Euro
Kotun, 2.el standartlarına göre pahalı olmasının sebebi, Levis 501 olması. 



Gömlek: 1 Euro
Yakalı bir gömlekti dekolte açarak tül ekledim ve düğmelerini değiştirdim bana ekstradan sadece 5 Euro'ya mal oldu.



Gömlek: 3 Euro
Eldivenler: 10 Euro
Broş aslında küpeydi küçük bir dokunuşla broşa dönüştü.



Ceket:10 Euro
İddiali bir ceket ama kotla uyumu harika! 



Ceket "Thierry Mugler": 70 Euro
Normalde ortalama 500 Euro'luk bir ceket olduğunu düşünürsek oldukça fiyatı uygun. Artık Thierry Mugler sadece parfüm ürettiği için kıyafetleri değerlendi (bunuda göz önünde bulundurmak lazım). İnternet üzerinden ünlü markaların ikinci ellerini almak mümkün mağaza satışlarınında yapıldığı bir yer var. Ama soylemem :))





5 Ocak 2014 Pazar

Bonjour *2014*


Paris’te yaşamaya başlamadan önce, yılın en sevdiğim zamanı, yılbaşı günüydü . Bir heyecanla  evler süslenir, iş yerleri tatil olur, yemekler hazırlanır herkes biraraya gelir bir çosku, bir heycan derken  bir gün süren bu mutluluk aynı hızla bitiverir! Ya oldumu şimdi bu, daha yeni ısınmıştık, ne güzel eğleniyorduk ne çabuk bitti! Ama şimdi şartlar değişti tabii, Paris’te Noel sebebiyle tüm Aralık ayı aynı heyecan ve çoşkuyla geçiyor. Artık yılın en sevdiğim zamanı, komple Aralık ayı! Doya doya yeni yıl coşkusunu yaşıyorum. Bütün şehir ışıklandırmalarla süslü, herkesde bir alışveriş heyecanı ki  “bu işin en sevdiğim kısmı” ve uzun bir Noel tatili.
Benim için, Paris’te bu Aralık ayı da  yine aynı mutlulukla geçti, sadece benim için değil tabi hem parisliler, hem turistler, en çokta çocuklar hepimiz çok eğlendik, el ele tutuşup şarkılar söyledik, dünya barışı için mumlar yaktık falan filan tamam tamam o kadar da değil J  Bakalım Aralık ayında Paris’te neler oldu…



Önüm, arkam, sağım,solum heryer Noel ağaçlarıyla çevrilmişti. Sokağa çıkıyorum onlar, evlere giriyorum onlar ama benim gönlümü Galeri Lafayette’in muazzam tavanının altında bulunan  bu ağaç fethetti!  Galeri Lafeyette bu yılı da her yıl olduğu gibi Noel ve vitrin süslemeleriyle açık ara farkla önde bitirdi. At yarışı anlatır gibi oldu ama bir nedeni var; yılbaşı süslemeleri ve vitrinler bu dönemde kıyafetlerin bile önüne geçer, alışveriş merkezleri birbiriyle yarışırcasına vitrinlerini dekore ederler ama kim Lafayette’in bu muhteşem iç mimarisiyle yarışabilirki? Parfüm kokuları eşliğinde, bu şık tavanın altındaki alışveriş keyfi tabiki rekabet kabul etmiyor.


Lafayette’in vitrinleri ise, yine çocukların gözbebegi oldu. Hersene Noel sebebiyle hareketli kukla vitrinleri hazırlarlar ve çocuklar vitrinlere o minik elleriyle yapışırlar. Bende bir iki çocuğu “nazikçe” iteledikten sonra bir kaç görüntü almayı başarabildim.  Geçtiğimiz senelerde kukla vitrinlerinin çocuklar tarafından çok sevilmesi üzerine, sergilemede kullanılan kuklalar daha da geliştirilerek modernize edilmişti. Kuklaların ipleri kaldırılıp daha teknolojik bir şekilde gösterime sunulmuştu ama çok enteresan bişey oldu ve çocuklar yeni, teknolojik ve son derece gerçekçi duran bu vitrinleri hiç sevmediler. O yüzden kuklaların ipleri geri döndü ve vitrinler eski, nostaljik tarzına büründü, şimdi çocuklar çok mutlu! (çocuk milletini anlamak mümkün değil)



Ve sırada  şehrin dört bir tarafına kurulan Noel standları ve buz pateni pistleri var. O la la la işte Noel ruhu! Paris’in gece hayatının ülkemize oranla baya cansız olduğunu düşünürsek, neden bu ayı bu kadar sevdiğimi anlarsınız. Geceler ışıl ışıl, Eyfel Kulesi’nin üstüne yüklenen geceyi aydınlatma sorumluluğu bile biraz hafifledi, artık görev dağılımı var, tüm yük sende değil sevgili Eyfel biraz tatili sende hakkettin doğrusu.
Peki neler mi var bu ışıltılı standlarda ?


‘Fransız usulü herşey’ diye cevaplandırmak istiyorum. Peynirler, makaronlar, sıcak şarap, Noel için hediyelik eşyalar… vs. Benim favorim, çikolatalı kreplerdi çok yedim beni tüm sene idare edecek kadar reservim var şuan.
Champs Elysees’ de ise  Noel ayı tam kendine has, sade süslemeleri ve aydınlatmalarıyla bir başka şık geçti.



Alanının daha uzun olmasından ötürü stand sayısı diğer bölgelere göre çok daha fazlaydı. Tüm cadde sağlı sollu Noel standlarıyla cıvıl cıvıldı. Concorde meydanının meşhur dönme dolabı da “La Grande Roué” müşterilerini bu ay baya memnun etti, yukardan manzara eminim harikaydı. Ben bu sene binmedim, geçen sene kabin kapısının arasına sıkışınca bu sene “hafif” bir korku geldi. O yüzden bu görüntüyü aşağıdan, arabaların yanı,  trafiğin tam  ortasından çektim. Daha az tehlikeli olur diye düşündüm yanılmış da olabilirim tabii  ama merak etmeyin hala tek parçayım önümüzdeki aylarda da yazmaya devam edebilicem!


Tıpkı Noel ağaçları gibi buz pateni pistleride rekabet halindeydi. Ben seçimimi yaptım her sene Hotel de Ville’in (Paris Belediye Binası) önünde kurulan pisti beğenirdim hatta cesaret eder kayardım bile fakat aralarında o kadar güzel kayanlar varki beş dakika sonra derin bir morel bozukluğu içerisinde çocuk bölümüne geçer rekabet olasılığımı düşürmeye  çalışırdım. Rakibim çocuklar olunca şansım biraz daha yükseliyor haliyle. Ama bu sene kararımı değiştirdim ve birinciliği Hotel de Ville’in elinden aldım!  Şimdi bu senenin en iyi buz pistini açıklıyorum hazırmısınız ? Ta taaa…


Champs Elysees’de kurulan buz pistini seçtim! Kutup ayıları ve penguenler eşliğinde ağaçların arasında paten keyfi.  Çocuklar için Hotel de Ville’e nazaran daha samimi bir ambiyansı vardı. Sonuçta Noel en çok çocukları sevindiriyor, bu onların dünyası bir de benim!
Paris’te güzel bir yıl daha geçti, kendime yıl sonları, acaba bu güzel şehre olan hayranlığım azalıyormu diye sene sonu yoklaması yapıyorum ama hayır hiç azalmıyor aksine yeni yerler keşfettikçe heyecanım artıyor.
Genel olarak Aralık ayını değerlendirecek olursam çok renkli geçti diyebilirim ama herzamanki gibi Noel’i en iyi değerlendirenler çocuklar oldu. O yüzdendir ki çocuklu aileler için, yeni yılda Paris tatili mantıklı bir seçimdir. Bu her iki taraf açısından memnuniyet verici olur çünkü, bilirsiniz ki çocuğunuzla yaptığınız bir atlı karınca turunda kafanızı çevirip baktığınızda muhteşem görkemiyle Eyfel tam karşınızda olacaktır!
 Hepinize iyi seneler diliyorum. Umarım bu sene yolunuz Paris’e düşer.







3 Ocak 2014 Cuma

Marais'de Neler Oluyor ?!


Şüphesiz ki Paris dünyanın en güzel şehirlerinden biri. Her yıl 50 milyon turiste ev sahipliği yapan bu güzel şehrin sırrını çözmeniz için, büyük caddelerden uzaklaşıp, ara sokaklara dalmalı, yürürken de  başınızı hep dik tutmalısınız  çünkü burası süprizlerle dolu bir şehirdir.


Alışveriş denince  Marais!
Sıkı durun açıklıyorum, Paris’te modanın kalbi Marais’de atıyor. Marais, aslında bir Yahudi mahallesidir ama ironik bir şekilde gay bölgesidir de. Bu iki ayrı grup birbirleriyle uyum içinde  yaşamayı başarıyorlar. Gayların yaratıcı moda anlayışı ve yahudilerin türk mutfağına çok benzeyen lezzetleri birleşince ortaya « Marais » çıkıyor.
Champs Elysées’nin tersine Marais mahallesi alışveriş konusunda  daha yaratıcı imkanlara sahiptir.  İkinci el,  vintage ve butik  mağazacılığın  cennetidir diyebiliriz. Paris’in hemen hemen her bölgesinde olan bu tip mağazalar, Marais mahallesinde daha sık rastlıyabileceğiniz sayıya  sahiptir. İyi organize edilmiş bu mağazalar yani haliyle Marais mahallesi, moda tutkunu, avrupalı turistlerin ilk durağıdır. Sırf bu mağazalardan alışveriş yapabilmek için bile Paris’i ziyarete gelenler vardır. Bazıları için  Eyfel kulesinin papucu çoktan dama atılmıştır.

Özellikle Rue du Rosier sokağı sağlı sollu çok şık butikler ve lezzetli yahudi pastaneleriyle çevrilmiştir. Bu sokak tamamen yahudilerin tekelindedir. Tabii Marais sadece bu sokaktan ibaret değil, 4. Paris dediğimiz bu bölge geniş bir alana sahiptir, gezilecek ve alışveriş yapılıcak çok yeri vardır. Burda insanlar şıklık yarışı içindedirler. Marais, tarz sahibi kişilerin kendini rahatlıkla ifade edebildikleri, modayla uğraşan herkesin uğrak noktasıdır. Özellikle gaylerin nüfusu çok fazladır. Gayler modayı takip etmeyi kendilerine meslek edindikleri için bu bölgeden kopamazlar bu sebeten Marais, gay clublerinin ve cafelerinin sıklıkla bulunduğu bir bölge haline de gelmiştir. Onlar renkli kişilikleri ve imajlarıyla mahallenin enerji kaynağıdır.


*Rue du Rosier « Marais »

*Rue du Rosier  « Marais »


Eğer hiç ikinci el ya da vintage tarzı  alışveriş yapma alışkanlığınız yoksa ilk etapta adapte olması zor gelebilir. Bu tür mağazalar genellikle vitrin dışı giyinmeyi ve kendi stilini yaratmayı sevenlerin adresidir ve bu gerçekten tecrübe istiyen bir alışveriş sistemidir. Tecrübeniz varsa ne ala ama eğer yoksa « Hippy Market » gibi mağazalar sizin daha çok ilginizi çekicektir. Burda da Vintage tarzı kıyafetler satın alabilirsiniz ayrıca çeşitli genç tasarımcılarının da koleksiyonları bulunmaktadır. İyi organize olmuş, geniş ve düzenli  yapısının acemiler için iyi bir başlangıç olacağını düşünüyorum. Başladığınızda duramıyabilirsiniz sizi bu konuda uyarmam lazım!

Hippy Market * 21 Rue du Temple 75004





Mamz’Elle Swing,  20 senedir Marais’de bulunan, adresini hiç değiştirmemiş ve müdavimleri olan bir 60’lar butiğidir. İçeriye adım atar atmaz birden zamanın geriye sardığını görürsünüz. Daha çok elbise tarzı tek parça ürünler var her biri tek model, eşine rastlanılmaz parçalar. Bunun yanı sıra çantalar, şapkalar, eldivenler hatta eski tarz şemsiyeler bile bulabilirsiniz. Paris’in yağmura alışkın, tarihi yapısını hiç kaybetmemiş sokaklarında bu şemsiyelerle hiç yabancılık çekmiyceksiniz. Tek ve farklı giyinmek, eskinin şıklığını üstünde taşımak istiyenlerin adresidir burası.

Mamz’Elle Swing* 35 bis Rue du Roi de Sicile 75004




Vintage ruhu sadece giyim sektörüne bulaşmış sanmayın Lomography Gallery Store  fotoraf makineleri üzerinde de bu havayı yaşatıyor. Son zamanlarda sıklıkla turistlerin elinde bu tip eski model makineler görmeye başladım. Sanırım ileri teknolojiden bunalmış bir gurubun isyanı bu ya da doğruyu söylemek gerekirse vintage moda akımı bizi sarıp sarmalamış durumda. Çocukluğumdan hatırladığım bu şık makineler, yeni teknolojiden son derece uzak, ama kalbimize çok yakın bir yerdeler. Benim gönlümü çoktan fethettiler bile.  Fotoraf çekmeyi sevmekten çok daha fazla bişey bu makineleri sevmek. Bu tıpkı çocukluğumuza dönmek gibi.
Hadi resimlerimizi bilgisayar ekranından kurtarıp onlara dokunabilmenin mutluluğunu yaşıyalım.

Lomography Gallery Store *17 Rue Sainte-Croix de la Bretonnerie 75004




Lezzet Sokağı !
Gelelim Marais’nin lezzet tarafına, Fransız mutfağını tam olarak keşfe çıkamazsınız ama küçük bir ara sırasında canınız fena halde fransızların  o meşhur soğan çorbasından çekerse, en iyi adres Les Philosophes. Hem tazelik, hem hijyen açısından güvenilir bir yerdir. İşte bu Paris’te sıklıkla karşılaşamayacağınız bir özellik. Lezzetiyse tam yerinde, soğan çorbasının hakkının verilerek yapıldığı bir yer. Ekmekleri ise harikadır isterseniz satın da alabilirsiniz. Alışveriş sırasında soğan çorbası arası hiç fena olmayacaktır.

Les Philosophes *28 Rue Vieille du Temple 75004




Paris’te günden güne « cupcake » çilerin sayısı arttı, birden bir popülerleşme oldu. Hem pratik yenişi, hemde fiyatı açısında gençlerin ve turistlerin tercihi ama öyle her yerde yenmez tabii. Sakın süslü görünüşlerine aldanıpta içeriye dalmayın inanın aralarında çok kötü olanlar var. Paris bu konuda bazen yanıltıcı olabiliyor. Çok şık dekore edilmiş cafelerden hüsranla ayrılmışlığım çok olmuştur.
« Berko Cupcake » benim favorim renk renk lezzet farklılıkları gösteren, hem taze  hem leziziz bu kekler, tam bir lokmalık hop ağzınıza attınız bitti bile! Ama lezzeti sizi bir iki saat daha idare edicektir. Çalışanları ise keklerden daha lezzetli. Paris’te işini severek yapan insanları görünce hemen fotorafını çekiyorum. Purdy’de bunlardan biri.  Hem bu güzel kekleri yiyp hem de Purdy’nin size enerji veren kişiliginden faydalanabilirsiniz.

Berko Cupcake *33 Rue  Rambuteau 75004


Marais mahallesi daha bir çok lezzeti ve şıklığı içinde barındıran bir bölge. Önümüzdeki aylarda sizinle diğer adresleride paylaşıcam. Fakat Marais için sadece alışverişin ve lezzetin durağı diye sınıflandırırsam ona haksızlık etmiş olurum. Marais ve çevresi sokak sanatçılarının, entresan yeteneklerin boy gösterdiği ve gününüzü renklendirecek sahnelerin yer aldıgı da bir bölgedir. Her eve dönüs yolunda Seine Nehri’nin üzerinden geçerken sokak şarkıcılarının önünde durup günümü güzel bitirmeyi severim. Şehrin hızına kendimi hiç kaptırmadan 10 dakika boyunca bu güzel ritme kulak veririm. Sizde öyle yapın Paris’i sonuna kadar değerlendirin. Çünkü buna imkanınız olucak.


*Rue du Rosier « Marais »



Konuşturan Banner Uygulamasıyla Binlerce Kişi Huzurevlerindeki Yaşlıları Kutladı

Mobil teknolojileri gençler her zaman daha yoğun kullanmış ve faydasını daha çok görmüştür. Ta ki 1 Ekim 2013’e kadar... TENA tarafından gerçekleştirilen yaşlılara özel sosyal sorumluluk projesinde, mobil ve internet teknolojileri, yaşlılarımızı mutlu etmek ve onlara unutulmaz bir gün yaşatmak için kullanıldı. Dünya Yaşlılar Günü’nde tüm Türkiye’nin sesini huzurevlerindeki yaşlılara ulaştırmak ve onları hatırlamamızı sağlamak için, dünyanın lider yaşlı ve hasta bezi markası TENA tarafından bir interaktif banner kampanyası gerçekleştirildi.

Gün boyunca www.hurriyet.com.tr ‘deki bannerlarda ve www.herzamangenc.com ‘da gerçekleştirilen sosyal sorumluluk projesinde; mobil teknolojinin gücü, internaktif bir video banner ile mutluluğa dönüştürüldü. Sabahtan akşama kadar yayınlanan reklam bannerlarına tıklayanlar, açılan ekrana cep telefonu numarasını girerek, saniyeler içinde çalan telefonlarının diğer ucunda bir huzurevi sakininin sesini duydular ve dünya yaşlılar gününü kutladılar.

Bu sürpriz kutlama kampanyasının iç ısıtan görüntülerini izleyince, kendinizi bir huzurevinde ya da bir aile büyüğünüzü ziyaret yolunda bulmanız kuvvetle muhtemel.

Bu kampanya, bir taraftan huzurevlerindeki yaşlılarımızı 1 Ekim boyunca aldıkları telefonlarla mutlu ederken, diğer taraftan 12 Kasım günü ödül töreni yapılan Mediacat Felis Ödülleri’nde 2 dalda aldıkları yaratıcılık ödülleri ile hayatlarındaki en özel anlardan birini yaşatmış oldu: http://www.herzamangenc.com/11/en-yaratici-dijital-sosyal-sorumluluk-projesi/  

Siz de bu sosyal sorumluluk kampanyasına destek olmak ve huzurevlerini aradığımızda yaşlılarımızın yüzlerinde yaratabileceğimiz mutluluğu etrafınızdaki kişilere anlatmak için kampanya videosunu #bukızıgüldür hashtagi ile paylaşabilirsiniz.

Bir boomads sosyal sorumluluk içeriğidir.