3 Ocak 2014 Cuma

Marais'de Neler Oluyor ?!


Şüphesiz ki Paris dünyanın en güzel şehirlerinden biri. Her yıl 50 milyon turiste ev sahipliği yapan bu güzel şehrin sırrını çözmeniz için, büyük caddelerden uzaklaşıp, ara sokaklara dalmalı, yürürken de  başınızı hep dik tutmalısınız  çünkü burası süprizlerle dolu bir şehirdir.


Alışveriş denince  Marais!
Sıkı durun açıklıyorum, Paris’te modanın kalbi Marais’de atıyor. Marais, aslında bir Yahudi mahallesidir ama ironik bir şekilde gay bölgesidir de. Bu iki ayrı grup birbirleriyle uyum içinde  yaşamayı başarıyorlar. Gayların yaratıcı moda anlayışı ve yahudilerin türk mutfağına çok benzeyen lezzetleri birleşince ortaya « Marais » çıkıyor.
Champs Elysées’nin tersine Marais mahallesi alışveriş konusunda  daha yaratıcı imkanlara sahiptir.  İkinci el,  vintage ve butik  mağazacılığın  cennetidir diyebiliriz. Paris’in hemen hemen her bölgesinde olan bu tip mağazalar, Marais mahallesinde daha sık rastlıyabileceğiniz sayıya  sahiptir. İyi organize edilmiş bu mağazalar yani haliyle Marais mahallesi, moda tutkunu, avrupalı turistlerin ilk durağıdır. Sırf bu mağazalardan alışveriş yapabilmek için bile Paris’i ziyarete gelenler vardır. Bazıları için  Eyfel kulesinin papucu çoktan dama atılmıştır.

Özellikle Rue du Rosier sokağı sağlı sollu çok şık butikler ve lezzetli yahudi pastaneleriyle çevrilmiştir. Bu sokak tamamen yahudilerin tekelindedir. Tabii Marais sadece bu sokaktan ibaret değil, 4. Paris dediğimiz bu bölge geniş bir alana sahiptir, gezilecek ve alışveriş yapılıcak çok yeri vardır. Burda insanlar şıklık yarışı içindedirler. Marais, tarz sahibi kişilerin kendini rahatlıkla ifade edebildikleri, modayla uğraşan herkesin uğrak noktasıdır. Özellikle gaylerin nüfusu çok fazladır. Gayler modayı takip etmeyi kendilerine meslek edindikleri için bu bölgeden kopamazlar bu sebeten Marais, gay clublerinin ve cafelerinin sıklıkla bulunduğu bir bölge haline de gelmiştir. Onlar renkli kişilikleri ve imajlarıyla mahallenin enerji kaynağıdır.


*Rue du Rosier « Marais »

*Rue du Rosier  « Marais »


Eğer hiç ikinci el ya da vintage tarzı  alışveriş yapma alışkanlığınız yoksa ilk etapta adapte olması zor gelebilir. Bu tür mağazalar genellikle vitrin dışı giyinmeyi ve kendi stilini yaratmayı sevenlerin adresidir ve bu gerçekten tecrübe istiyen bir alışveriş sistemidir. Tecrübeniz varsa ne ala ama eğer yoksa « Hippy Market » gibi mağazalar sizin daha çok ilginizi çekicektir. Burda da Vintage tarzı kıyafetler satın alabilirsiniz ayrıca çeşitli genç tasarımcılarının da koleksiyonları bulunmaktadır. İyi organize olmuş, geniş ve düzenli  yapısının acemiler için iyi bir başlangıç olacağını düşünüyorum. Başladığınızda duramıyabilirsiniz sizi bu konuda uyarmam lazım!

Hippy Market * 21 Rue du Temple 75004





Mamz’Elle Swing,  20 senedir Marais’de bulunan, adresini hiç değiştirmemiş ve müdavimleri olan bir 60’lar butiğidir. İçeriye adım atar atmaz birden zamanın geriye sardığını görürsünüz. Daha çok elbise tarzı tek parça ürünler var her biri tek model, eşine rastlanılmaz parçalar. Bunun yanı sıra çantalar, şapkalar, eldivenler hatta eski tarz şemsiyeler bile bulabilirsiniz. Paris’in yağmura alışkın, tarihi yapısını hiç kaybetmemiş sokaklarında bu şemsiyelerle hiç yabancılık çekmiyceksiniz. Tek ve farklı giyinmek, eskinin şıklığını üstünde taşımak istiyenlerin adresidir burası.

Mamz’Elle Swing* 35 bis Rue du Roi de Sicile 75004




Vintage ruhu sadece giyim sektörüne bulaşmış sanmayın Lomography Gallery Store  fotoraf makineleri üzerinde de bu havayı yaşatıyor. Son zamanlarda sıklıkla turistlerin elinde bu tip eski model makineler görmeye başladım. Sanırım ileri teknolojiden bunalmış bir gurubun isyanı bu ya da doğruyu söylemek gerekirse vintage moda akımı bizi sarıp sarmalamış durumda. Çocukluğumdan hatırladığım bu şık makineler, yeni teknolojiden son derece uzak, ama kalbimize çok yakın bir yerdeler. Benim gönlümü çoktan fethettiler bile.  Fotoraf çekmeyi sevmekten çok daha fazla bişey bu makineleri sevmek. Bu tıpkı çocukluğumuza dönmek gibi.
Hadi resimlerimizi bilgisayar ekranından kurtarıp onlara dokunabilmenin mutluluğunu yaşıyalım.

Lomography Gallery Store *17 Rue Sainte-Croix de la Bretonnerie 75004




Lezzet Sokağı !
Gelelim Marais’nin lezzet tarafına, Fransız mutfağını tam olarak keşfe çıkamazsınız ama küçük bir ara sırasında canınız fena halde fransızların  o meşhur soğan çorbasından çekerse, en iyi adres Les Philosophes. Hem tazelik, hem hijyen açısından güvenilir bir yerdir. İşte bu Paris’te sıklıkla karşılaşamayacağınız bir özellik. Lezzetiyse tam yerinde, soğan çorbasının hakkının verilerek yapıldığı bir yer. Ekmekleri ise harikadır isterseniz satın da alabilirsiniz. Alışveriş sırasında soğan çorbası arası hiç fena olmayacaktır.

Les Philosophes *28 Rue Vieille du Temple 75004




Paris’te günden güne « cupcake » çilerin sayısı arttı, birden bir popülerleşme oldu. Hem pratik yenişi, hemde fiyatı açısında gençlerin ve turistlerin tercihi ama öyle her yerde yenmez tabii. Sakın süslü görünüşlerine aldanıpta içeriye dalmayın inanın aralarında çok kötü olanlar var. Paris bu konuda bazen yanıltıcı olabiliyor. Çok şık dekore edilmiş cafelerden hüsranla ayrılmışlığım çok olmuştur.
« Berko Cupcake » benim favorim renk renk lezzet farklılıkları gösteren, hem taze  hem leziziz bu kekler, tam bir lokmalık hop ağzınıza attınız bitti bile! Ama lezzeti sizi bir iki saat daha idare edicektir. Çalışanları ise keklerden daha lezzetli. Paris’te işini severek yapan insanları görünce hemen fotorafını çekiyorum. Purdy’de bunlardan biri.  Hem bu güzel kekleri yiyp hem de Purdy’nin size enerji veren kişiliginden faydalanabilirsiniz.

Berko Cupcake *33 Rue  Rambuteau 75004


Marais mahallesi daha bir çok lezzeti ve şıklığı içinde barındıran bir bölge. Önümüzdeki aylarda sizinle diğer adresleride paylaşıcam. Fakat Marais için sadece alışverişin ve lezzetin durağı diye sınıflandırırsam ona haksızlık etmiş olurum. Marais ve çevresi sokak sanatçılarının, entresan yeteneklerin boy gösterdiği ve gününüzü renklendirecek sahnelerin yer aldıgı da bir bölgedir. Her eve dönüs yolunda Seine Nehri’nin üzerinden geçerken sokak şarkıcılarının önünde durup günümü güzel bitirmeyi severim. Şehrin hızına kendimi hiç kaptırmadan 10 dakika boyunca bu güzel ritme kulak veririm. Sizde öyle yapın Paris’i sonuna kadar değerlendirin. Çünkü buna imkanınız olucak.


*Rue du Rosier « Marais »



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder