1960'lar
1970'ler
1980'ler
1990'lar
Devir tam lüks tüketim çılgınlığına doğru gidiyor derken ekonomik krizle birlikte birden « Vintage Modası » hayatımıza girdi. Akabinde ikinci el mağazaların popülerliği arttı. Artık ucuza şık giyinmek mümkün. Peki nedir bu vintage dedikleri ? Vintage, belli bir döneme ait, o dönemin özelliklerini anımsatan demek. Bu durumda her ikinci el ürünün vintage olmadığını anlıyoruz. Vintage olabilmesi için üretildiği dönemin belirli özelliklerini taşıyor olması gerekiyor.
Paris’in yoğunlukla “Le Marais” mahallesinde bulunan ikinci el satış mağazaları, son iki yıldır bu akımdan fazlasıyla etkilendiler. Daha önceleri belirli bir kesme hitap eden bu mağazalar, artık dünyanın dört bir yanından gelen turistlere ekonomik bütçeyle şık giyinme imkanı sunuyorlar. Üstelik bu mağazaların sayısı da günden güne artmakta. 50’ lerden 80’ lere kadar her türlü ikinci el kıyafetin bulunduğu bu mağazalar, 5 Euro’dan 200 Euro ya kadar fiyat aralığına sahipler. İşin en sevindirici tarafı, eski kıyafetlerin değerlendirilmiş olmasının yanı sıra, moda anlayışının da değişiyor olması. Şık olmak için tonlarca para harcamaya, çılgınlar gibi moda dergilerini takip etmeye gerek kalmadı. Artık herkes kendinin modacısı. Bu mağazalar bize, yaratıcılığımızı geliştirmek için imkan sunuyorlar. Onca kıyafetin arasında bedenimize ve tarzımıza uygun ürünleri bulmak her zaman kolay olmuyor. İşte bu noktada yaratıcı zeka devreye giriyor ve büyük markaların size sunduğu cizgilerden çıkıp, üstünüzde kendi markanızı oluşturuyorsunuz.
Avrupanın
bir çok büyük şehrinde de ceşitli ikinci el mağazalar bulunmakta. Fakat Paris’teki
gibi çok sayıda, ucuza ve iyi organize
olmuş mağazaları bulmak zor. Üstelik bu kıyafetler avrupanın dört bir yanından
toplanmasına rağmen henüz hiç bir avrupa şehrinin ikinci el mağazacılıkta, Paris kadar organize olamadığını görüyoruz.
İyi
bir organizasyonun yanı sıra, bunun asıl nedeni ben, vintage havasının en çok Paris’e
yakışıyor olmasına bağlıyorum. Vintage ruhunu, Paris’in sokaklarında,
mimarisinde ve en önemlisi de Fransız kadının kendine has zerafetinde ve şıklığında bulabilirsiniz. Eskiyi
ve yaşanmışı her daim bize hissettiren bu kültür devam ettikçe Vintage’in kalbi
de Paris’te atmaya devam edecektir.