Aşıksanız ve Paris’teyseniz şanslısınız demektir çünkü,
aşk bu şehirde birbaşka güzel yaşanıyor…
Şubat ayındayız, aşk ayı, sevgililer günü geliyor.
Heryer kırmızıya boyanacak ve biz bütün ay aşktan konuşacağız. Konu eğer aşksa,
o zaman Paris’in romantik tarafını anlatalım…
Balayı çiftlerinin, yeni aşıkların, aslında üstünde
aşkı taşıyan herkesin ilk akla gelen tatil adreslerinden biridir Paris. Her
köşebaşında öpüşen çiftler, etrafa görünmez, minik kırmızı kalpler saçarlar ama ben
onları görürüm . Öpüşmek, esnemek kadar bulaşıcıdır burda! Paris’in özgür ruhu,
sevgilileri, kim ne düşünür kaygısından uzaklaştırıp, aşklarını, istedikleri
gibi yaşamaya yönlendiriyor. Bakınız konu aşk olunca yazı üslubum
bile değişti birden ciddileştim, demek ki “Aşk” ciddi bir konu şakaya gelmiyor.
Peki ne
yapar aşıklar Paris’te ya da ne yapmaları gerek?
Love Hotel
Love Hotel , Paris’in merkezinde bulunan bir fantazi
oteli. Her odası ayrı bir dünya. Otel saatlik kiralanıyor, amaç sadece
çiftlerin birlikte güzel vakit geçirmeleri, monotonluktan çıkıp ilişkilerine renk
katmaları. Özellikle de orta yaş grubunun tercih ettiği bir otel. Ne yani
sadece Feriştah’ın mı fentezileri var bizlerinde olamaz mı? Pek tabiki de olur diyorum ve fikir babası olan Japonya’nın bu otel
fikrine nasıl kapıldıklarını anlatmaya geçiyorum; Japon aileler kültürleri gereği kalabalık ve
hep bir arada yaşadıkları için ebeveynlerin birbirleriyle özel vakit geçirmeleri
oda içerisindeki popülasyondan ötürü
zorlaşır olmuş,(bu hikaye bize hiç uzak değil ama bizde böyle bir fikir babası
çıkmadı işte) e bu durum karşısında özel anların yaşanması için ayrı bir yere
yani Love Hotel’e ihtiyaç doğmuş. Fikir bu amaç doğrultusunda çıkmış olsada
bugün otelin kapısı herkese açık ve son derecede de ilgi görüyor. Japonya’da
başlayan bu çılgınlık bugün avrupanın göbeğine Paris’e taşındı.
« Love
Hotel » 88 Rue Saint-Denis, 75001 Paris
Love Hotel şimdilik avrupanın tek fantazi oteli ama
popülerliği artıkça rakipleride çoğalacaktır . Son derece şık ve sıcak bir
ortamı var. Amacı çok açık ve ortada ama bir okadar da gizli ve özel. Sevgililer için ideal. Biraz cesaret ön
yargılarınızı bırakın ve içeri girin…
Pont des Arts
Sen Nehri’nin üzerinde bulunan “Pont Des Art” köprüsü üzerinde binlerce kilit
taşıyor. 2008’de başlıyan bu kilit takma rituelinin öncüsü hangi çift bilmiyoruz
ama yapılan eylem aynen şu; kilidinizi takıyorsunuz anahtarını Sen Nehri’ne atıyorsunuz
bu kadar basit burda anlaşılmıycak bişey yok:) Aralarında çok ilginç kilitler de
var bence hepsine bir göz atmaya çalışın görüceksiniz ki bazılarının aşkları baya
büyük, bazılarınınkiyse çok renkli, bazıları ise çok etkileyici…
« Pont des
Arts » 75006 Paris
Köprü üzerinde kilit satıcıları var ama benim önerim
kendi kilidinizi kendiniz getirmeniz böylece daha kişisel kilitler takabilir, üzerine
isminizi yazabilir, hatta kendi resminizi bile koyabilirsiniz.
Paris Belediyesi tarafından kilitlerin, köprü
korkuluklarına zarar veriyor gerekçesiyle toplatılmak istenmesine rağmen hepinizin
tahmin ettiği gibi bu istek amacına ulaşmadı. Aşıkların önüne kimse geçemez,
artık bunu devlet adamları öğrenmeli! Gerekirse o kilitleri Paris Belediye
binasına takarız kimse sevgimize engel olamaz! Feci sinirlendim yine kusura
bakmayınJ Aşkınızla
bin yaşayın sevgililer…
Le Mur des Je
T’aime (Seni Seviyorum Duvarı)
Paris’e geldiğinizde iki metrede bir fotoraf
çektireceğinizden eminim ve umarım bu temponuza uyarlı bir eş bulmuşsunuzdur. Paris
çok şık bir şehir, arka fon olarak baya işinize yarıyacaktır. Şüphesiz
sevgilinizle Eyfel’in önünde, Şanzelize’de, Sen Nehri’nin üstünde yüzlerce
fotoraf çektirecekiniz, peki ya Seni Seviyorum Duvarı’nın önünde?
« La Mur
des Je t’aime » Square des Jehan Rictus 75018 Paris
Montmartre’da
bulunan bu duvarı ziyaret etmeden şehirden ayrılmayın. Ambiyans olarakta Montmartre bölgesi zaten
aşıkların mabeti. Paris’in en ‘Parisli’ , en yaşanmış, en sanat, en aşk kokan yani
‘en’lerin bölgesidir. Bu bölgeyi gezerken aşkınız feci şekilde canlanabilir durun,
sakin olun ve hemen bu anı ölümsüzleştirin! Ee fotorafıda nerde çekiceğinizi
biliyorsunuz artık!
Aşk duvarının üzerinde her dilde seni seviyorum
yazmakta fakat uzun süre duvarın önünde türkçeyi aramama rağmen en yakın bulduğum
« Man Sani Seviram» oldu. Yani iş görür cinsten, sonuçta anlaşılabilinir öyle
değil mi aybalalar ? :)
La Mere
Catherine
Yine Montmartre bölgesinde bulunan samimi ve sıcak bir
ortamı olan bir fransız restoranı, « La Mere Catherine ». Montmartre
gezinizin akşam yemeği bölümü için tercih
etmeniz gereken bir restoran nedeni, dayanılmaz lezzetli bir mutfağı olması değil,
Paris’te çok daha lezzetli fransız mutfakları var ama La Mere Catherine’in
atmosferi sevgililer için daha uygun. İlk
nedeni, Montmartre bölgesinde, ressamlar meydanında bulunuyor olması,
yer zaten yeterince romantizm kokuyor. İkincisi ise 19.30’dan sonra canlı müziğinin olması. Yani
canlı müzik dediysem öyle bir orkestra beklemeyin son derece mütevazi ama tam
fransız ruhu taşıyan bir imaji var. Küçük bir piyano eşliğinde orta yaşlı bir bayan
ara ara çıkıp Edith Piaf’ın şarkılarını söylemekte. Yalın ama etkili. Şarkılar
söylenmeye başladığında birdenbire heyecan sarıyor, ay iyiki gelmişiz
diyorsunuz. Evet tam
olarak bıraktığı his bu.
« La Mere
Catharine » 6 Place du Tertre, 75018 Paris
Au Lapin Agile Cabaret.
Hala Montmartre’tayım bu bölgeden ayrılmamı beklemeyin ilk
başta da dediğim gibi aşk ayındayız. Au Lapin Agile, Paris’in en eski kabarelerinden
biridir. Pablo Picasso’nun zamanında en çok takıldığı mekanlar arasındadır,
hatta hesap karşılığı bir eserini hediye ettiği çok ünlü bir fransız kabaresidir.
Moulin Rouge’a nazaran çok daha mütevazı bir atmosferi olan son derece küçük,
evden bozma bir yerdir. Çiftlerin sarmaş dolaş oturabilmelerine olanak tanıycak
darlıktadır diyebilirim.
« Au Lapin Agile » 22 Rue des Saules, 75018 Paris
Crazy Horse, Lido ve Moulin Rouge’u ele alırsak Au
Lapin Agile, pazarlama stratejilerinin hiç birini izlemeyen, kendini hiç
bozmamış, Paris’in en fransız kokan kabaresidir. İçeriye girdiğinizde ise zaman
geriye sarmaya başlıyacak 1800’lerin sonlarına doğru geliceksiniz. Şimdi o dönemlerdesiniz,
oturun ve gösterinin tadını çıkarın.
Bu kadar tavsiyeden sonra canınız fena halde Paris’e
gelmek istemiş olabilir. Bu duyguyu öldürmeden hemen biletinizi alın. Paris bu
aylarda çok soğuk oluyor yanlızsanız problem olabilir ama eşiniz varsa hiç
korkmayın birbirinize sarılmanız için soğuktan daha iyi bir bahane bulamazsınız.
Sevgililer gününüz kutlu olsun…
Au Lapin Agile Cabaret'den siz söyleyince haberim oldu ve açıkcası merak ettim. Bir sonraki gelişimde uğramak istiyorum. :) Hatta biraz araştırınca bu mekanın tasvir edildiği çok güzel biblolar gördüm şurada; https://www.ciceksepeti.com/sevgililer-gunu Bu kadar ünlü bir yeri ben nasıl hiç duymadım bilmem.
YanıtlaSil